Geçen gün Yapı Kredi Bankası'nın günlük yayınladığı "Ekonomi Bülteni"ni okurken aşağıdaki yazı karşıma çıktı. Gelin beraber okuyalım:

“Patron-çırak… çırak en ağır, en katma değersiz işleri yapar, az kazanır, söz hakkı olmaz, söyleneni yapar. Yıpratıcı ve zor koşullara göğüs gerer ve zamanla tecrübe kazanır. Tecrübesi ona yeni kabiliyetler kazandırır. Eskisinden farklı olarak şartları olumlu yönde ilerler, kalfalık dönemi başlar, biraz daha fazla kazanmaya başlar. En önemlisi işle ilgili kendi fikirleri, yorumları oluşmaya başlar. Kendisine güveni filizlenir. Patron biraz daha fazla para veriyordur, çünkü biraz daha kaliteli hizmet alıyordur. Zamanla kalfa, emek-ücret dengesini sağlama yolunda ilerler. Üretim bilgisi daha da artış olur, iş yaparken kendi yorumunu ortaya koymaya başlar ve usta olur. Ustalık kazancının artmasını sağlar. Bilgi düzeyi arttıkça, üretimdeki payı arttıkça cesareti artar, itiraz etme gücünü kendinde bulur. Ustalığın ilerleyen aşamasında karar sürecinin kendisinde olmasını ister ve üretimi kontrol etme isteği de artar. Patronla usta arasındaki ilişki başka bir boyuta geçer. Güce sahip olma isteği öne çıkar. Bazı örneklerde usta ile patron ortaklık kurar, bazı örneklerde usta kendi işyerini açar ve iki cephe oluşur.”

Çırağın zamanla nasıl tecrübe kazandığını, kalfalığa nasıl ve ne zaman yükseldiğini, ustalaştığı ve sonunda kendi işini kurma veya ortak olma potansiyeline nasıl ulaştığını düşündüğümde, severek ve isteyerek işini yapan herkesin ulaşabileceği hedefler gibi geliyor bunlar.

Aslında tüm mesele bunda: Severek ve isteyerek yaptıkça öğreniyor, öğrendikçe kapasitemizi geliştiriyor ve daha fazlasını istiyoruz.

Burada kişisel ve mesleki gelişimin önemini unutmamak gerekiyor. Bu gelişimle birlikte değişen iş dinamiklerini ve güç ilişkilerini de göz önünde bulundurmalıyız.

Hangi alanda çalışırsanız çalışın, önce çırak olacaksınız. Koridorun ve sınıfın tozunu yutmadan yöneticilik bekleyenleri hayal kırıklıkları karşılar. Merdivenin basamaklarını hissede hissede çıkmalı, müdür yardımcılığı yapmadan müdür olunmamalı, kalfa olmadan usta olunmaz. Karşınıza çıkan sorunlara pratik çözümler bulmanız için farklı bakış açıları ve çözümler geliştirmelisiniz. Yeni neslin basamakları hızlı çıkma isteğini anlıyorum ama siz yukarı hızlı çıktığınızda, aşağıdan birileri sizi sürekli aşağıya doğru çekecektir. Başlangıçta (çırak iken) tek taraflı bir itaat ilişkisiyken, zamanla daha dengeli ve hatta rekabetçi bir hale gelebiliyor. Çıraklık, kalfalık ve ustalık gibi belirgin evreler aracılığıyla yetenek ve bilgi birikimi arttıkça ve çalışanın konumu değiştikçe patronla olan ilişkisinin de nasıl evrildiğini görüyoruz.

Ancak bazı durumlarda çıraklık dönemi sömürüye de açık olabiliyor. Çok ağır şartlarda çalıştırılan, emeğinin karşılığını alamayan çıraklar da mevcut. "Her ne kadar ideal senaryo bu olsa da, bazı durumlarda çıraklık dönemi öğrenmekten ziyade ağır bir sömürüye dönüşebilir..."

Ustalık sadece teknik bilgi ve tecrübe anlamına mı geliyor? Yoksa etik değerleri, mesleki saygıyı ve başkalarına örnek olmayı da içeriyor mu? Belki de "Ustalık sadece işin inceliklerini bilmek değil, aynı zamanda mentör olma sorumluluğunu da taşımıyor mu?"

Çırağın gelişimi ön planda gibi görünüyor. Peki, patronun bu süreçteki rolü nasıl olmalı? İyi bir patron, çırağının gelişimine nasıl katkıda bulunuyor? Belki de "Bu süreçte patrona da önemli bir rol düşüyor. İyi bir patron, insan kaynağının gelişimi için daha fazla kaynak ayırmalı.

Yeni neslin hızlı yükselme isteği altında yatan motivasyonlar neler olabilir? Teknoloji çağının etkisi, bilgiye hızlı erişim gibi faktörler bu durumu nasıl etkiliyor?

Bahsettiğim patron-çırak ilişkisi daha çok geleneksel zanaat dallarını çağrıştırıyor gibi görünebilir. Peki, modern sektörlerde (yazılım, dijital pazarlama vb.) nasıl uygulandığını biliyor muyuz? "Bu dinamikler geleneksel mesleklerde daha belirgin olsa da, aslında modern iş dünyasında da devam ediyor. Her çalışan bir gün yerine geçecek, kendinden daha yetkin kişiye bırakması gerektiğini asla unutmamalı ve bir mentör gibi yerine yeni ustalar yetiştirmelidir."

Her evreyi buram buram yaşayanlara, edindiği role hakkıyla gelenlere ve görevini hakkıyla yapanlara selam olsun!

Kalın sağlıcakla.

Kaynakça:

Yapay Zeka (Gemini) 

Yapı Kredi Günlük Ekonomi Bülteni