Gözden kaçırmayın
.jpg)
Kendi Başına Olmasa Daha İyi
Yorum.; Abdulkadir Ay
Aksaray Belediyesi’nin meclis çalışmaları yıllarca basının huzurunda yapılır, alınan her karar anında kamuoyuyla paylaşılırdı. Hangi meclis üyesi hangi karara el kaldırıyor, kim hangi maddeye itiraz ediyor, herkes görebiliyordu. Bu şeffaflık, halkın belediye ile bağını güçlendiriyor, aynı zamanda meclis üyelerini de sorumluluk almaya zorluyordu. Bazen basının varlığı kararların seyrini bile değiştiriyordu.
Ne yazık ki bu alışkanlık, Dr. Evren Dinçer döneminde sona erdi. Belediye meclisi artık kapalı kapılar ardında toplanıyor.
Hazırlanan plan ve projeler kısa süre içinde onaylanıyor, kamuoyuna sadece iş bitimi basın bülteniyle bilgi veriliyor.
Kimse inkâr edemez: Başkan Dinçer vizyon sahibi, genç, dinamik bir yönetici. Göreve geldiği günden bu yana kentsel dönüşümden çevre yollarına, cami inşaatlarından hasta yakınları için misafirhanelere kadar birçok önemli projeye imza attı. Hizmetleriyle kente değer kattı. Bu noktada art niyet aramak doğru değil.
Taktir ediyoruz hatta Bir önceki yorumlarımda bir caddeye Evren Dinçer Caddesi verilmeli demiştim ve kamuoyu desteği de almıştım
Dinçer’in bürokrasi kökeni, yönetimde profesyonelliği öne çıkardı.
Ancak işin bir de başka boyutu var: Duygu eksikliği, halkla yeterince temasın olmaması, hesap verilebilirlikten uzak bir yönetim tarzı.
Örneğin; TEDAŞ direkleriyle ilgili tartışmaları hatırlayın. Belediyenin mi yaptığı, TEDAŞ’ın mı yaptığı doğru düzgün anlatılmadı. Ya da caddelerde kaldırımlardaki ağaçların kaldırılması meselesi… Başta halka bilgi verilseydi, basın devreye girseydi, belki daha farklı bir süreç yaşanacaktı. Ama iş bittikten sonra “oldu bittiye” getirildi. Gündoğdu Caddesinde kaldırım yapılırken gözümüzün önünde iki ağacı kepçeyle söküp attıklarında yaşanan şaşkınlığı hâlâ unutamıyorum. Pastaneden tatlı ikramı yapılmış, kepçeci işini yapmış ama ağaç kesileceğinden belediyenin park bahçelerinin bile haberi yokmuş. Aynı durum Mesude Perek ve Büyük Bölcek caddelerinde de yaşandı; yeşil dokudan eser kalmadı.
Hizmetler güzel, hatta dört dörtlük denilebilir. Fakat istişare yok, tartışma yok, halka hesap verilebilirlik yok. Oysa bu işin tadını tuzunu veren şey, halkın sürece katılmasıdır.
Meclis toplantılarının Bilim Merkezi’ne taşınıp basının erişiminin neredeyse imkânsız hale gelmesi bu bağ kopukluğunu daha da derinleştirdi.
Geleceğe bakacak olursak… Başkan Dinçer’in bir sonraki dönemde milletvekilliğine aday olması sürpriz olmayacaktır. Yıllarca Aksaray’ı Meclis’te temsil eden Cengiz Aydoğdu’nun ise belediye başkanlığı için adı geçiyor. Eğer Aksaray, “Bütünşehir” statüsüne kavuşursa, şehrin önü çok daha fazla açılabilir.
Unutmayalım: Bu fani dünyada baki olan insanların hikâyeleridir. Kalıcı olan ise ardında bırakılan hizmetlerdir. Ve hizmet, halkla paylaşılmadığında tek başına eksik kalır.
Dipnot, Eski Cezaevi projesi şahane ve Aksaray herşeye değer aile yılında güzel bir hediye olacaktır.
Yorumlar
Yorum Yap