Gözden kaçırmayın

KOP DUYURDU: YAPAĞIDA ELİT SÜRÜ DÖNEMİ BAŞLIYORKOP DUYURDU: YAPAĞIDA ELİT SÜRÜ DÖNEMİ BAŞLIYOR

Hastane Sos Veriyor!

Sağlık sektörü, bir aile gibi…

Çocukluğumdan beri devlet hastanesinde sağlık personeli olarak görev yapan babamın izinde, bu sektörü hep ailem gibi gördüm, sahip çıktım.

Ancak bazen ailede bile eleştiri gerektiğinde susmamak gerektiğini düşünüyorum.

Son günlerde yaşananlar, bu inancımı perçinledi.

Geçtiğimiz günlerde bazı basın mensuplarının köşe yazılarında hastanelerdeki hijyen sorunlarını dile getirmesi dikkatimi çekti.

Bu yazılar, zaten içimde biriken soruları ve endişeleri tetikledi.

Kardiyoloji servisinde yatan bacanağımı ziyarete gittiğimde baldızımın anlattığı bir olay, bu endişelerimi daha da artırdı. Yoğun bakımdan yeni çıkmış bacanağımla hoşbeş ederken, baldız şöyle bir olay aktardı: “Kardiyoloji servisinde nöbetçi hemşireye, ‘Oksijen ayarına bakar mısınız, hasta huzursuz’ dedim. Hemşire, bilgisayarın başından kalkmadan, ‘Odayı buradan görüyorum, sen ayarla, aşarsa ben söylerim’ dedi.” Şaşırdım.

Baldız, “Aman, kimseye söyleme, enişten yatarken sıkıntı çıkmasın” deyince, merak etme dedim  kaleme almadım. Ama içimde bir yara açıldı.

Bugün ise ulusal bir gazetede okuduğum haberle bu yara daha da derinleşti.

Aksaray Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir hastaya yanlış kan verildiği ve bu hatanın bir kişinin ölümüne neden olduğu iddia ediliyor.

Konu yargıya taşınmış, otopsi sonuçları bekleniyor. Bir anestezi asistanı da idare tarafından açığa alınmış.

Bu haberi okuyunca şaşırmadım desem yalan olur, ama bir yandan da içimde biriken hayal kırıklığı bunu bekler gibiydi.

Bu olaylar, aklıma geçen ay aramızdan sessizce ayrılan saygıdeğer abim Rasim Gül’ü getirdi. Onu son ziyaretimde, yoğun bakımdan servise yeni çıkmıştı. Bitkin bir hali vardı. Odada bakıcı olarak tutulan bir bayan, içli içli anlatıyordu: “Rasim Bey, gelen gidenle neşeli sohbetler yapıyordu. Ama enfeksiyon şüphesiyle tekrar yoğun bakıma alındı. Doktorlar, ‘Tepki olarak 10 gün yeme-içme ve konuşmayı reddetti’ dedi. Sonra, ‘Servise alalım, belki konuşarak açılır’ dediler.”

Ancak birkaç gün içinde Rasim Abi’yi kaybettik. Bakıcının anlattıkları, içimde bir sızı olarak kaldı.

Bu olaylar, hastanelerde hijyen ve disiplin mücadelesinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Eğer bir denetim firması varsa, bu süreçlerin ciddiyetle ele alınması şart.

Hastane yönetimi yeni göreve gelmiş olabilir, ama başarılı olmak istiyorlarsa, laçka hale gelen disiplini yeniden tesis etmeleri gerekiyor.

Sağlık personellerinin özensiz tavırları, yanlış tedaviler ya da hijyen eksiklikleri, sadece birer hata değil, insan hayatına mal olan ihmaller zinciri olabilir

Çocukluğumda kulağıma çalınan bir söz vardı: “Allah kimseyi hastane kapısına düşürmesin.” Ama büyüdükçe başka bir sözün ağırlığını daha çok hissettim: “Allah hastanenin yokluğunu göstermesin.” Bu iki cümlenin kıymetini bilin. Çünkü sağlık, her şeyden önce gelir.


Her şeye rağmen, sağlıcakla kalın…